Hünkarı Güvercini
Hünkarı Güvercini Osmanlı toplumunun aile geleneklerinden biri olmuştur. Halkın güvercin sevgisi zamanla saray yaşamına da yansımış, sarayın emri ile, üç kıtaya yayılmış Osmanlı topraklarında yetişen çok farklı ırk ve nitelikteki güvercinler Manisa’da toplanmıştır. İmparatorluğu yönetecek şehzadelerin padişahlık eğitimi gördüğü sancaklardan biri olan ve günümüzde de şehzadeler şehri olarak anılan Manisa’da, geniş bir güvercin kolleksiyonu oluşturulmuştur.
Osmanlı padişahlarının kendine özgü, özel bir güvercin yaratma isteği üzerine başlatılan melezleme çalışmaları sonucunda Hünkari güvercini türetilmiştir. Estetik açıdan dünyada en nitelikli ırk olarak kabul edilen Hünkari güvercinleri doğal bir ırk olmadıklarından yetiştirilmeleri ve üretilmeleri özel ilgi, beceri ve yöntem gerektirmektedir.
Hünkarı Güvercinleri Osmanlı yönetimi 1860’lı yıllardan itibaren, değer verdiği yabancı misafirlerini onurlandırmak için Hünkari güvercinlerini hediye etmeye başlamıştır. İmparatorluk sınırları içinde halkın beslemesine izin verilmeyen Hünkari güvercini, Avrupa’ya yayılmış daha sonra Amerika’ya geçerek aynı ilgiyi orada da görmüştür.Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde saraydaki güvercinler halk tarafından beslenip yetiştirilmeye çalışılsa da özel ilgi ve bakım isteyen Hünkari güvercinleri, saray dışındaki yaşama uyum sağlayamamıştır. Günümüz Türkiyesinde Hünkari güvercin ırkı kaybolma noktasına gelmiştir. Buna karşılık Avrupa ülkelerindeki güvercin tutkunları Hünkari güvercinleri özel bakım ve üretim tekniğini çözerek, ırkın gelişip korunmasını sağlamıştır.